Bu dünyada yedi on yılı devirdikten sonra şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim: Ben hayatımın hiçbir döneminde, dünyada ve Türkiye’de bu kadar kolaylıkla, bu kadar pervasızca yalan söylenebildiğini ve insanların bu yalanlarla kandırılabildiğini hatırlamıyorum.
Bunu yapabiliyorlar, çünkü gerçekle yalan arasındaki ayrım çizgisi netliğini kaybederken yalan söylemenin kötü ve ahlaksızca bir davranış olduğu inancı da sarsılmış durumda. İnsanları yalanlarla avutmanın getirisinin arttığı ve maliyetinin düştüğü ortamda uyanık siyasetçiler, imal edilmiş yalanlar söylemeyi göze alabiliyorlar. Ölçü o kadar kaçmış durumda ki, büyük sorumluluk taşıyan insanlar, örneğin ülkelerini hatta dünyayı yönetme iddiasında olanlar, yalan söylediklerinin birkaç ay içinde anlaşılacağını bile bile yalan söyleyebiliyorlar, insanları gözlerinin içine bakarak kandırmaktan çekinmiyorlar.
DETAY